18 Temmuz 2015 Cumartesi

Misafir Odası

Özellikle 'ev hanımı' olmayan evler her zaman tertipli kalamaz.

Misafir odası en çok bu durumda önem kazanır.

Paranın parayı çektiği gibi,
Misafir odası da misafiri çeker.
Bu odanın yokluğu, misafire karşı ilk umursuzluktur.

Ayrıca ev halkının münferit olarak bu odayı kitap okumak ve düşünmek için kullanması artı değerdir...

9 Temmuz 2015 Perşembe

Güneş bana bir şey yapmaz diyenlere !

30 yaşında ve üzerinde olanlar güneşe karşı ciltlerini sakınsınlar.

"Güneş bana bir şey yapmaz!" demeyin lütfen, kanser olmak çok kolay!
Ozon tabakasının delik olduğunu hatırlatırım.

Özellikle güneşin tepede olduğu zaman diliminde uzunca süre güneşe maruz kalacaksanız tedbir alınız. Güneş kremi sürmeniz bile faydalı. Uzun kollu giymeye gayret gösterin. Yüzünüz için korumalı şapkalar iş görebilir. Ellerinizin sırtını da g.kremi veya eldivenle koruyabilirsiniz.

Derinizde sebepsiz sertleşen kırmızı veya kahverengi noktalar oluştuğunda ilgili doktora muayene olmayı ihmal etmeyiniz!
Erkeklerdeki risk daha yüksekmiş...

8 Haziran 2015 Pazartesi

Sev Kardeşim!


Dört yılın en az birini seçim kafasıyla yaşarsın.
Bu kafayı sevmek zorundasın.

Sev kardeşim!

Ekonomiyi sevmezsen
'Seçim ekonomisi'ni sev!

İktidarı sevmezsen
Koalisyonu sev!

Koalisyonu sevmezsen
'Erken seçimi' sev.

Seni forex'e mecbur bırakacak
titrek piyasayı sev!

İnsan isteyince sevecek bir şey bulur.
Arada Emicayı da sev!

14 Nisan 2015 Salı

MİLAT

            
İLK BÖLÜMDE MİADINI DOLDURAN DİZİ

            Başarısını ölçeklendirmek için hedef tahtasını epey yükseklere, ta Amerikan Sineması’nın baş hizasına sabitleyen Türk sineması; geçtiğimiz yıl büyük ümitlerle başlayıp ancak 28 bölüm devam edebildiği Kızılelma dizisinden uğradığı zararı tazmin etmek için yine MİT’e müracaat etti. Üzerine sünger çekilen eski ile, büyük umutların işaretçisi olan yeniyi temsilen de diziye Milat ismini uygun görmüşler. Gel gör ki aylar evvelinden dönmeye başlayan fragmanı ve iddialı reklamlarına rağmen ilk bölüm, reyting sıralamasında Arka Sokaklar gibi bir ucubenin (hem de tekrar bölümü ile) altında, 19. sırada yer bulabildi.

            “Hollywood filmlerini aratmayan”!!! tantanasıyla reklam edilen keskin nişancı sahnesinin, seneler önce bir yardım kuruluşu görevlisinin yaşadığı, “İlk kez beyaz Müslüman gören Afrikalı” başlığıyla Facebook ve Youtube’da binlerce defa paylaşıldıktan seneler sonra kopyalama yoluyla sanki yeniymiş gibi diziye monte edilen Kur’an-ı Kerim okuma sahnesiyle bile vaziyeti kurtaramayan Milat, başladığı gibi devam ederse selefi Kızılelma gibi 28 bölüm bile sürmeyecek gibi.

AYNI TAS, AYNI KURNA

            Deliyürek’in derin abisi Demir Karahan, yine devlet vazifesinde. Ne de olsa istihbarat da dâhil olmak üzere, derin yahut sığ, her türlü devlet vazifesi ağabey için ata sporu. Karakter oyuncusu olmak böyle bir şey olmasa gerek. Böyle giderse MİT, ağabeyi sözleşmeli olarak işe alacak.

            Polat Alemdar’a özenip devletin derin elemanı olmayı hayal eden, ama hakikatin katı yüzüyle karşı karşıya gelince bunun mümkün olamayacağını anlayan ağabeyler, amcalar… Suç sizin değil. Zamanında Hamza gibi bir karakteri dizi dünyasına kazandırmamış olan senaristlerde. Polat olmak yalnızca hayal edilebilir. Ama Hamza’yı ve yaptıklarını görünce, “Vay canısına! Ben de ajan olabilirim” demek işten bile değil. Elbette ki bazı şartlar var. Babanızın da MİT elemanı olması, trafik kazası süsü verilmiş bir cinayetten tek sağ kurtulan olarak yetim ve öksüz kalmanız ve MİT için yetiştirilmek üzere seçileceğiniz güne kadar yetimhanede büyümeniz gerek. Gerisi çorap söküğü gibi gelir.

3, 2, 1 MOTOR

            Zürih’te mesken tutmuş bir şer yuvası, İstanbul’un şebeke suyunu zehirlemek için ellerindeki virüsü baraj göllerine karıştırmak üzere bir kötü adamla iş tutmaya karar verir. MİT’çi kimliğini gizleyip, kötü adam kisvesine bürünen gözü pek Türk yiğidi Hamza, işi görüşmek için şeytanilerin karargâhına gider. Uluslararası bir terör şebekesinin tepe adamı ve görüşmeyi ayarlayan aracı ile birlikte yaptıkları üç kişilik toplantı esnasında karşı tarafı işi yapabileceğine ikna ettikten sonra virüs dolu şırıngaların bulunduğu çantayı eline alır almaz büyük bir ustalıkla iki adamı birden haklar. Geride iki ceset, elinde virüs dolu çantayla yürüyüp giderken, dirsek temas aralıklı dizilmiş kalabalık koruma ordusu arasından yakalanmadan nasıl geçip gidecek bu adam? Çok basit bir yöntemle. Kapıda bekleyen korumaya, ‘’Patron çok önemli bir toplantıya başladı. En az iki saat (!!!) kimse girmesin dedi’’ der ve güle oynaya çıkar gider. Tek hamlesiyle bir ülkenin nüfusunun üçte birini zehirlemek gibi şeytani bir kaosun planlayıcısı olan adam, toplantı boyunca rahatsız edilmek istemediğini kapıdaki korumaya daha iki dakika önce gördüğü ziyaretçisiyle haber verir. Koruma da aldığı talimatı harfiyen takip edeceğini, en az iki saat boyunca içeri girmeyeceğini tasdik eden bir baş hareketiyle karşılık verir. Kafasından taşıp, kulak deliklerinden fışkıran zekâsı sayesinde ayaküstü uydurduğu dâhiyane bahaneyle iki saat kazanan MİT’çi Hamza, kapısı öldürdüğü patronun korumaları tarafından açılan arabasına bindikten sonra hemen gazlayıp gitmeye tenezzül etmeyecek kadar rahattır. Başarısını haber vereceği telefon görüşmesini, sahibini öldürdüğü binanın önünde, arabasının içinde yapar. İşte yeni Türk kahramanı MİT’çi Hamza’nın sahneye çıkışı.

SENARİSTLERİN NARKOTİK MADDE İLE İMTİHANI

            Bu bonzai denen illet nerelere kadar sızdı; bakın da görün. Dizinin senaristleri de maddeye düşmüş, besbelli. Bu kadar bariz hata berrak bi kafayla yapılmaz, yapılamaz. Dizinin, hata ile değil de adeta kasten yapılmış gibi duran acaib’ül garaib hatalarını tek tek yazmak bir blog yazısının hacmini sekiz kere aşacağından, en bariz olanlarını birkaç madde halinde sıralamak daha insaflıca olur.

1. Ecnebi istihbarat unsurlarının gazına gelip Abuja’daki THY bürosunu basmaya gelen kara kuriler, sırtına doluştukları pikapla sanki gelin karşılamaya gider gibi hunharca mermi yakıp sıka sıka ilerlerken, olan biteni olay mahalline yakın bir noktada elindeki tabletin ekranından izleyen istihbaratçı abimiz kendi kendine soruyor: “İngilizler ne zamandan beri adam öldürürken Allah’u Ekber diye bağırıyor lan?” Abi sen onu boşver de, hele şu soruya cevap ver: Güney Afrika’nın güzide memleketlerinden Nijerya’da gördüğün siyahı vatandaşları İngiliz zannedecek kadar nası hırpaladın sen kendini? Afrika sıcağında çok mu güneşte kaldın, nedir?

2. İstihbaratçı abiler o kadar kamufle etmişler ki kendilerini, amblemleri bile istihbaratçı olduklarına dair en ufak bi emare taşımıyor. Şu logoyu gören zaten buranın MİT’e bağlı bir daire değil, Sahil Güvenlik Komutanlığı Köpek Balıkları ile Mücadele Birimi zanneder. Maşaallah.

            3. Hollywood filmlerini aratmayan sahne diye pazarladığınız sniper sahnesindeki eleman son anda figüranlıktan mı terfi etti acaba? Abinin uzaktan, gizlice kötü adamları avlamak için sindiği tepede düşmana bi el sallamadığı kaldı. Her atıştan sonra tüfeğin kurma kolunu bi çekişi var ki, evlere şenlik. Sulama motorunun sicimini çekiyor sanki. Tabi bu esnada, nişancılıktaki en temel esaslardan biri olan kaynak da hak getire. (Kaynak noktası nişancının elmacık kemiğinin tüfeğin dipçiği üzerinde temas ettiği nokta. Atışta isabet kaydedebilmek için çok mühim bir faktör olan kaynak noktasının bozulmaması için atıcılar azami gayret gösterir. Ama dizinin sniperi senaristlerin desteğini arkasına almış olduğundan böyle bir şeye ihtiyaç duymuyor demek ki.)

            4. Karargâhtaki ajanların sahadaki elemanlarla haberleşmede kullandıkları telsiz kulaklıkların mikrofonları Zeki Müren’in mikrofonuyla yarışıyor, mübalağa yok. Mukayese etsek cep telefonlarının mikrofonlu kulakları bile daha ileri teknoloji mahsulü kalır onların yanında.

            5.         Operasyonlardaki gizlilik ve sessizlik şartı mekânın kapısına gelince başlıyor, ne hikmetse? Afili arazi araçlarıyla binanın kapısına kadar paldır küldür gelen, langır lungur aşağı atlayan, “koru beniiiiii” diye avazınca bağıran ajanlar; daha sonra el işaretleriyle anlaşıyor birbirleriyle. 

            5. Sniper sahnesi olmasa da dizide Hollywood filmlerini aratmayan bi sahne var, o kesin. İstihbarat daire başkanının oğlu Berlin’in göbeğinde bar basıp 7-8 kişiyi mıhladıktan sonra elini kolunu sallaya sallaya çekti gitti. İçeri girerken de elini kolunu sallaya sallaya girmişti zaten badigardların önünde kuyruk olmuş insanların gözüne baka baka. (Adam barın müdavimi belki de. Ajanlıktan arta kalan vakitlerinde klabır takılıyor demek ki.) Bu sahnenin Hollywood’u aratmayacağı besbelli. John Wick filmindeki sahnenin kopyası çünkü.

            6. Şef ajan elemanlara talimat verir: “Hemen Rotterdam’a uçuyorsunuz. Operasyonu bu gece yapıyoruz. Kaybedecek vaktimiz yok.” Sahne değişir ve ekranın sol alt köşesinde bir yazı belirir: “1 gün sonra.” Hollanda ile aramızdaki hepi topu 1 saatlik farka koca 1 günü sığdıran senaristlere saygı.

            7. İlhan Şeşen’in oynadığı Yıldıray Gürata karakteri de Rahmi Koç’un kopyası sanki. Memleketi yabancı istihbarat ajanlarına peşkeş çeken bu komprador karakterin yer aldığı sahnelerin çekildiği yer Koç Müzesi. Garip değil mi? Süzülmüş, anadan doğma vatan haini bir karakterle bu kadar benzerlik kurduktan sonra en büyük ihanet pazarlıklarının geçtiği sahneleri, benzettikleri adamın müzesinde çekmek… Dahiyane.

            Yiğidi öldürdüğümüze göre hakkını da vermek icab eder. Saydığım bunca eksiğinin yanında takdiri hak eden tarafları yok mu? Elbette ki var. Agah karakterinin, zemini ve zamanı son derece isabetli sözleri (zaten o sesle Mini Mini Bir Kuş şarkısını söylese gene gider.) Cemil Meriç ve üstad Necip Fazıl’ın şiirlerinden yaptığı iktibaslar harikulade.



“…Kader, beyaz kâğıda sütle yazılmış yazı;
 Elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı…”





           



7 Nisan 2015 Salı

Ayetlerde Geçen Dualar


Ey İnsanlar! Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var? (Furkan 77)

Yüce Kur'an-ı Kerim'de de yazdığı gibi duamız olmazsa ne önemimiz var? Dua etmek ibadetin özü, Allah ile buluşma, O'na kaçış, O'na sığınış.
Allah'tan istemek, Allah'tan dilemektir. Kul olduğumuzun bilinci, acziyetimizin kabulü ve tecili, sorumluluğumuzun ilk basamaklarındandır.

Allah'ın katında duadan daha değerli bir şey yoktur. (Hadis-i Şerif, Tirmizi)

Ayakkabınızın bağını bile benden isteyin diyen Rabbim! Kabul olunacak dualar ile sana yönelmeyi nasib eyle...

Yazımızda Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de geçen peygamberlerin vird haline getirdiği dua örneklerini bulacaksınız.




1. Hz.Adem(a.s) ve Havva Annemizin Duası

Bismillâhirrahmânirrahîm

 “Rabbenâ zalemnâ enfüsenâ ve il-lem teğ- fir lenâ ve terhamnâ le-nekûnenne minel-hâsirîn.”

 “Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!” (A’râf, 7/23)

2. Hz.Nuh(a.s)'ın Duaları

Bismillâhirrahmânirrahîm

 “Rabbi innî e’ûzü bike en es’eleke mâ leyse lî bihî ’ılm. Ve illâ teğfirlî ve terhamnî eküm-minelhâsirîn.”

 “Ey Rabbim! Bilmediğim şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer Sen, beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen ben hüsrana düşenlerden olurum!” (Hûd, 11/47)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbiğfirlî veli-vâlideyye ve limen dehale beytiye mü’minen ve lil-mü’minîne vel-mü’minâti ve lâ tezidiz-zâlimîne illâ tebârâ.”

“Ey Rabbim! Bana, babama, anama, mü’min olarak evime girene ve bütün mü’min erkek ve mü’min kadınlara mağfiret eyle. Zalimlerin de sadece helâkini artır.” (Nûh, 71/28)

3. Hz.Lut(a.s)'ın Duaları

Bismillâhirrahmânirrahîm

 “Rabbi! Neccinî ve ehlî mimmâ ya’melûn.”

“Rabbim! Beni ve âilemi bunların yaptıklarından kurtar!” (Şu’arâ, 26/169)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbi’nsurnî ‘alel-kavmil-müfsidîn.”

“Ey Rabbim! Bozguncu / ortalığı fesada veren bu kavme karşı bana yardım et.” (Ankebût, 29/30)

4. Hz.İbrahim(a.s)'ın Duaları

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbi! Heblî hukmevve elhıknî bissâlihîn.”

“Ey Rabbim! Bana hikmet ver ve beni sâlihler arasına dâhil et.” (Şu’arâ, 26/83)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbi! Heblî mines-sâlihîn.”

“Ey Rabbim! Bana sâlihlerden (bir oğul) ihsan et!” (Sâffât, 37/100)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbic’alnî mükîmes-salâti ve min zürriyyetî Rabbenâ ve tekabbel du’âe.”

“Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazını dosdoğru kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! Duamı kabul et!” (İbrahim, 14/40)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbene’ğfirlî veli-vâlideyye ve lilmü’- minîne yevme yegûmül-hısâb.”

“Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde beni, ana-babamı ve mü’minleri bağışla!” (İbrahim, 14/41)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

 “Rabbenâ tekabbel minnâ inneke entessemî’ul-‘alîm. Rabbenâ vec’alnâ müslimeyni leke ve min zürriyyetinâ ümmetem müslimetelleke ve erinâ menâ- sikenâ ve tüb ‘aleynâ inneke entet-tevvâbürrahîm.”

“Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur, hiç şüphesiz Sen işitensin, bilensin. Ey bizim Rabbimiz! Hem bizim ikimizi yalnız senin için boyun eğen müslümanlar kıl, hem de soyumuzdan yalnız senin için boyun eğen müslüman bir ümmet meydana getir ve bize ibadetimizin yollarını göster, tövbemize rahmetle bakıver. Hiç şüphesiz tövbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.” (Bakara, 2/128)

5. Hz.Yusuf(a.s)'ın Duaları

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbis-sicnü ehabbü ileyye mimmâ yed’ûnenî ileyhi ve illâ tasrif ‘annî keydehünne asbü ileyhinne ve ekümminel-câhilîn.”

 “Ey Rabbim! Zindan bana bunların davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer Sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan, ben onların sevdasına düşer, cahillerden olurum.” (Yûsuf, 12/33)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbi kad âteytenî minel-mülki ve ‘allemtenî min te’vîlil-ehâdîsi fâtıras-semâvâti vel-ardı ente veliyyî fiddünyâ vel-âhıreti teveffenî müslimevve elhıknî bissâlihîn.”

“Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı müslüman olarak al ve beni sâlih kulların arasına kat!” (Yûsuf, 12/101)

6. Hz.Şuayb(a.s)'ın Duası

Bismillâhirrahmânirrahîm

Vemâ tevfîkî illâ billâhi ‘aleyhi tevek-keltü ve ileyhi ünîb.”


“Başarım ancak Allah’ın yardımı iledir. Ben yalnızca O’na dayandım ve ancak O’na döneceğim.” (Hûd, 11/88)

7. Hz.Musa(a.s)'ın Duaları

Bismillâhirrahmânirrahîm

 “Rabbi innî zalemtü nefsî feğfirlî fe-ğafera lehû innehû hüvel-ğafûrurrahîm.”

“Ey Rabbim! Ben nefsime zulmettim, beni ba- ğışla! dedi. (Allah) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” (Kasas, 28/16)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbi neccinî minel-kavmiz-zâlimîn.”

“Ey Rabbim! Beni zalimler güruhundan kurtar.” (Kasas, 28/21)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbiğfirlî ve li-ahî ve edhılnâ fî rahmetike ve ente erhamür-râhımîn.”

 “Ey Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla! Bizi rahmetinin içine al. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.” (A’râf, 7/151)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbi! Lev şi’te ehlektehüm min kablü ve iyyâye e tühlikünâ bimâ fe’ales-süfehâü minnâ in hiye illâ fitnetüke tüdıllü bihâ men teşâü ve tehdî men teşâü. Ente veliyyünâ feğfirlenâ verhamnâ ve ente hayrül-ğâfirîne vektüb lenâ fî hâzihid-dünyâ hasene-tevve fil-âhıreti innâ hüdnâ ileyke.”

 “Rabbim! Dileseydin daha önce beni ve onları yok ederdin, aramızdaki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, Senin imtihanından başka bir şey değildir, bununla dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletirsin; bizim dostumuz Sensin; bizi bağışla, bize merhamet et. Sen ba- ğışlayanların en iyisisin. Bize bu dünyada da iyilik, güzellik ve nimet yaz, ahirette de. Biz sana yöneldik.” (A’râf, 7/156-157)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Kâle Rabbiş-rahlî sadrî ve yessirlî emrî vahlül ‘ukdetem millisânî yefkahû kavlî vec’al lî vezîran min ehlî Hârûne ahî üşdüd bihî ezrî ve eşrikhü fî emrî key nüsebbihake kesîran ve nezkürake kesîran inneke künte binâ basîra.”

“Mûsâ, dedi ki: Ey Rabbim! Göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır, dilimden düğümü çözüver de sözümü iyi anlasınlar. Bana âilemden bir vezir ver; Kardeşim Harun’u, onunla arkamı kuvvetlendir, onu da (elçilik) görevime ortak yap ki Seni çok tesbih edelim ve Seni çok analım. Şüphesiz Sen, bizi görensin.” (Tâ-hâ, 20/25-35)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Ve üfevvidu emrî ilallâhi innellâhe basîrumbil-‘ıbâdi”

“Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını görür, gözetir.” (Mü’min, 40/44)

8. Hz.Zekeriya(a.s)'ın Duaları

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbi heblî milledünke zürriyyeten tayyibeten inneke semî’uddü’âi.”

“Ey Rabbim! Bana katından temiz bir soy ihsan eyle, şüphesiz sen duayı işitensin!” (Âl-i İmrân, 3/38)

***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbi lâ tezarnî ferden ve ente hayrulvârisîn.”

“Rabbim! Beni yalnız başıma bırakma (bana bir çocuk ver), Sen varislerin en hayırlısısın.” (Enbiyâ, 21/89)


9. Hz.Süleyman(a.s)'ın Duaları

Bismillâhirrahmânirrahîm

 “Rabbi evzi’nî en eşküra ni’metekelletî en’amte ‘aleyye ve ‘alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhü ve edhılnî bi-rahmetike fî ‘ıbâdikes-sâlihîn.”

“Ey Rabbim! Bana ve anama-babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle, beni iyi kulların arasına dâhil et.” (Neml, 27/19)

 ***

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Rabbiğfirlî ve heblî mülkellâ yembeğî li ehadimmin ba’dî inneke entel-vehhâb.”

“Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana benden sonra kimseye lâyık olmayacak bir mülk / hükümranlık bahşet. Şüphesiz, Sen çok bahşedicisin.” (Sâd, 38/35)


Kaynak:
Kur'an-ı Kerim
Diyanet İ.B


4 Nisan 2015 Cumartesi

'Ülker Halley' Bir Yıldızdı Kaydı

22 yıl önce Bulgaristanın bir köyünde küçük bir çocuk kendisine verilen bozuklarla tatlı şeyler almak üzere bir dükkanın yolunu arşınlıyordu. Yokuş tırmanarak otoyolun kaldırımına, aynı zamanda dükkanın önüne varmıştı. İçeri girdiğinde daha önceden tadına baktığı Halley'i istedi. Şükür ki parası yetiyordu. Keyifli hali ile oradan ayrılıp yokuştan aşağıya yürümeye başladı.

Bir yandan da şekerlemenin janjanlı ambalajını dikaktle açıyordu.
Açtığı zaman bütün konsantrasyonunu toplayarak koca bir parçasını yavaşça ısırdı.
Isırırken iki bisküvinin, aralarındaki kremanın dolgunluk ve yumuşaklığından kayar gibi olduklarını fark etti. Ayrıca oluşan kırıntıların kremaya tutunduğunu da görmüştü. Bu lezzet sayesinde mutluluk hissetmişti.

Bu günlerin üstünden yıllar geçti. Zaman bazı şeyler için iyiydi. Bazıları için kötü!

Halley için iyi olmadı mesela! Kurudu gitti...

Eskiden bir tanesini alınca sevinenler şimdi onlarcasını kutuda görüp yüz çeviriyor.

Yerken dökülmeyen Halley isteyenlere selam olsun!

İlgili CEO'lara selam olsun! Kremadan ne haber !?

Halleyin kremasını tekrar göremeyecek miyiz!?

Maliyeti ne ise ekleyin fiyatına. İki türlüsü de bulunsun raflarda.

Yoksa herkese bi halley olmaz. Reklamlarınız verimsiz.



İyi çalışmalar

Bir Çocuk